Doğada kendisini bulmak için toplumundan kaçan genç bir kadının hikayesi.

Tamamen online ortaklıklarla meydana getirdiğimiz bir albüm. Çok fazla detaya girmeden kısaca anlatıyorum.

Yaklaşık 2 yıl önce bir albüm yapma fikri aklıma geldi. Öncesinde, bir melodi yazar, 2-3 ay onunla uğraşıp şarkıyı tamamlar ve paylaşırdım. Tabii aynı esnada farklı şarkılara da vakit harcıyorum. 2 oldu 3 oldu derken baktım ki yarım bırakıp henüz tamamlamadığım parçalar, tür olarak birbirlerine benziyorlar. O zaman yaptıklarımı biriktirmeye ve albüm şeklinde piyasaya çıkarmaya karar verdim. Tabii sonrasında çoğu zaman bu kararımdan dolayı pişman oldum.

Şarkıları kabaca tamamlamam çok uzun sürmedi, yaklaşık 6-7 ay içinde belli bir konsepte uygun 10 şarkı yaptım. Ancak bunları enstrümantal olarak yayınlamak yerine, üzerine söz yazıp bir hikaye anlatmak, aynı zamanda başka müzisyenlerle tanışıp iletişim halinde olmayı tercih ettim. Şarkılar genelde celtic (kelt) müzikler olduğundan kafamda hep kadın vokalle canlandırdım. Bir soprano olsa çok iyi olur diye umdum. Tanıdığım bazı kişilerle görüştüm. Kimisiyle parça yarım kaldı, kimisi en baştan vaktim yok dedi. Sonra online bir arayışa girdim. Hem bir söz yazarı, hem de vokalist arıyordum.

İlk olarak söz yazarı Benoist Lanoe ile tanıştım. Kendisi Fransız ve Japonya’da yaşıyor. Ben de O’ndan İngilizce söz yazmasını istedim. Başlangıçta konuyu belirleyip, şarkıları buna göre sıralamak gerekliydi. Benoist enstrümantal müziklerimi dinlediğinde kafasında canlananları bana yazdı. Beyaz elbiseli bir kadın, orman içinde, belki çıplak ayaklarla odunların üzerine basarak yürüyor vb. Söyledikleri, benim kafamdaki düşüncelerle neredeyse birebir örtüştü. Hiç itirazsız ortak noktada buluştuk. Kısa bir süre sonra Benoist, albümde 7. sırada yer alan Never To Be Seen Again’in sözlerini yazıp gönderdi. Bu esnada haberleşme sorunu da yaşıyorduk. Japonya’daki evinde internet bağlantısı henüz bağlanmamıştı, kız kardeşinin bilgisayarından bana cevap yazıyordu. Ben diğer şarkılarının enstrümantal versiyonlarını da kendisine gönderdim fakat bir süre sonra O’ndan hiç yanıt alamadım. Öldü mü kaldı mı hiç fikrim yok. Hiç bir email’ime yanıt vermedi veya veremedi.

Derken yeni bir söz yazarı aramaya koyuldum. Bu kez de Amerika’dan Damien Q ile tanıştım. Sağ olsun, aynı konsepte bağlı kalarak, diğer parçaları O tamamladı. Şarkı sıralamasında da en büyük pay O’na ait. Kendisi vokalist olarak da çok iyi olmasına rağmen bizim hikaye genç bir kadın temelli olduğundan benim vokalist arayışım eş zamanlı şekilde devam ediyordu.

Yerli yabancı 20’den fazla vokalistle görüşmüşümdür. Yarıdan fazlasına örnek bir şarkı gönderip, demo kayıt aldım. Bir kısmına benim bütçem yetmedi, diğer kısmını ben yetersiz buldum. Bütçemin yetmediği kişilerden biri ise İtalyan şarkıcı Mara Cecconato idi. Nitekim hemen hemen bir yıl böyle boş arayışlarla geçti. Daha sonra biraz para biriktirmiş şekilde Mara’yla yeniden iletişime geçtim. O sırada yeni anne olduğundan, bana 1 hafta kadar geç yanıt verdi. Fakat proje konusunda istekliydi ve kolayca anlaştık. Çeşitli konuşma ve yazışmalardan sonra yavaş yavaş kayıtlar gelmeye başladı. Devamında bana düşen sadece çalışmaktı.